Edin Dzeko: “Fenerbahçe’yi tercih ettim zira…”

Fenerbahçemizin takımına kattığı Edin Dzeko, sarı-lacivertlilerin kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu.

Sarı-lacivertli ekibi katılma sebebinden, Harika Lig için beklentilerine kadar birçok bahiste samimi açıklamalarda bulunan Edin Dzeko’nun açıklamaları şöyle:

“Fenerbahçe’de, bu mükemmel toplulukta olmaktan ötürü kendimi hem heyecanlı hem de memnun hissediyorum. Umuyorum daima birlikte kusursuz işler başaracağız.”

“Daha çok küçükken ve gençken burada çok büyük Bosnalı oyuncular oynamıştı. Fenerbahçe’de Elvir Bolic ve Elvir Baljic oynamıştı. O periyot de Baljic, Fenerbahçe’den Real Madrid’e transfer olmuştu. Bosna için çok büyük transferlerden bir tanesi idi. Esasen Fenerbahçe ile ilgili birçok şey biliyordum. Fenerbahçe, Türkiye’nin en büyük topluluğu, en büyük kulübü. Ben de bundan ötürü Fenerbahçe’ye geldim. Fenerbahçe çok fazla tarihi başarılara sahip bir kulüp. Umarım birlikte çok fazla kupalar kazanırız. Bu büyük ve olağanüstü topluluğun maksadı esasen her vakit şampiyonluklar ve kupalardır.”

“Yeni bir kulüple anlaştığınızda vakit içinde birbirinizi tanıma imkanınız olur. Buraya geldiğim andan itibaren hem teknik yöneticimiz, hem grup arkadaşlarımız, hem de tesisteki tüm çalışanlar tarafından çok hoş bir halde karşılandım. Bana çok sıcak ve çok güzel halde davrandılar. Kendimi konutumda üzere hissediyorum. Her ne kadar Türkçe konuşmuyor olsam da kadro içinde farklı lisanlarda konuşan futbolcular var. Hasebiyle bu manada benim açımdan bağlantı kurmak hoş oluyor.”

“Hoca konusunda konuşacak olursam, kendisi güzel ve nazik bir insan. Buraya geldiğimde kendisini tanıttı ve benden beklentilerini iletti. Hoş bir konuşma ve tanışma oldu. Her ne kadar Avrupa’dan gelmiş olsam da her vakit kendimi geliştirmek isteyen, kulüp için, hocamız için yararlı olmaya çalışan ve her vakit en yeterlimi ortaya koymaya çalışan bir futbolcuyum. Bir futbolcu için geçmişi aslında çok kıymetli değildir, zira daima olarak geleceğe bakmak ve geleceği kıymetlendirmek durumundasınız ve her vakit daha uygun olabilirsiniz. Ben de her vakit bu mantaliteye sahibim.”

“Taraftarlardan hoş bildiriler aldım. Onların memnun olduklarını görebiliyorum lakin ben onlardan çok daha keyifli olduğumu söyleyebilirim. Biraz evvel de söz ettiğim üzere Fenerbahçe üzere büyük ve olağanüstü bir kulüpte iseniz birlikte çalışmanız ve tıpkı emel uğruna birlikte hareket etmeniz gerekiyor. Hocamız dün bir toplantı gerçekleştirdi ve beklentilerini açık ve net bir halde anlattı. Nasıl bir ekip istediğini nasıl bir oyun ortaya koymamız gerektiği konusunda bizlere direktifler verdi. Olumlu bir toplantı oldu. Türkiye’nin en büyük kulübündeyim, Fenerbahçe’deyim. Oynayacağımız maçları kazanmamız gerekiyor. Bu noktada dönem içerisinde herkese gereksinim var. Şampiyonluklar ve muvaffakiyetler yaşayabilmek için taraftarlara, burada çalışan insanlara ve grup arkadaşlarımıza gereksinimimiz var. Lakin bu türlü birlikte hareket edebilirsek amaçlarımıza ulaşabiliriz.”

“İstanbul’daki final heyecan vericiydi fakat maçı üzgün olarak tamamladık. Manchester City’e karşı kaybettik. Şunu da belirmem gerekiyor ki ben Türkiye’deki ve İstanbul’daki atmosferleri biliyorum. Statlar çok beğenilen. Dolu tribünler önünde oyununuzu oynuyorsunuz. O atmosferi yaşamak ve görmek ismine heyecanlıyım. Daha evvel burada oynayan Bosnalı oyuncularla konuştuğumda, onlar da bana atmosferin olağanüstü olduğunu iletmişlerdi. Vakit geçtikçe Türkiye ligi çok daha güzel noktaya geldiğini düşünüyorum. Statlar daha dolu. Lig de müddet içerisinde gelişim kazanıyor. Ben de sabırsızlıkla ligin başlamasını bekliyorum.”

“Bosnalı beşerler Türkleri çok seveler. Türkler de tıpkı halde. Biz zati kardeş üzereyiz. Burada olduğum için çok memnunum. Bosnalı kuğu lakabına gelecek olursak, ulusal ekip maçında deplasmanda Belçika’ya karşı oynuyorduk. O maçta gol atmıştım. Yorumculardan bir tanesi ‘Bosnalı kuğu’ diye bağırmaya başladı. Sonrasında bu lakap devam etti. Ülkemde de beni daima bu lakapla çağırıyorlar. Ben de bundan ötürü memnunum.”

“Attığınız golleri seçmek zordur. Bana nazaran en yeterli golüm Şampiyonlar Ligi’nde Roma formasıyla Chelsea deplasmanında atmış olduğum goldü. Maçın gidişatında atmış olduğum O gol, benim için en düzgün gol olarak nitelendirilebilir. Stamford Bridge’de o gol bana olağanüstü hisler yaşatmıştı.”

“Fenerbahçe taraftarlarının ne kadar büyük taraftar olduğunu, stadın daima dolu olduğunu, atmosferin de mükemmel olduğunu grup arkadaşlarımdan da duydum. Şayet büyük şeyleri başarmak istiyorsanız birlikte hareket etmeniz gerekiyor. Futbolcu, hoca, taraftarlar, liderimiz yani kısaca topluluğun bütün ve birlikte olması gerekiyor. Fenerbahçe üzere büyük bir ekip esasen bu noktada başarılara ulaşabilmek ismine birlikte hareket etmeli diye düşünüyorum.”