Beşiktaş’ın İngiliz sağ kant oyuncusu Nathan Redmond, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türk halkının büyük bir dayanışma örneği gösterdiğini belirterek, “Türk halkının gücünü gördünüz.” ifadelerini kullandı.
Siyah-beyazlı ekibin sezon başında Southampton’dan kiralık olarak kadrosuna dahil ettiği ve performansıyla yıldızlaşan Nathan Redmond, İngiliz basınından Daily Mail’e röportaj verdi.
“Türkiye’de taarruz eden bir boğa” başlığıyla yayımlanan röportajda, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türk halkının dayanışmasına vurgu yapan İngiliz futbolcu, şunları kaydetti:
“Türk halkının kültürünün gücünü gerçekten gördünüz. Bir araya geldiklerini ve birbirlerine yardım etmek için gereken her şeyi yaptıklarını gördünüz. Deprem sonrasında antrenmanda Türk oyuncular gerçekten odaklanmakta zorlandı. Herkesin depremden etkilenen bölgelerde tanıdıkları vardı. Ligdeki her takım, bağış yapmak için bir araya geldi. İnsanları dışarı çıkarıp İstanbul’a getirmek için uçak parası ödedik. Herkes yardım etmenin yollarına dair fikirler getirmek için üzerine düşeni yapıyordu. Bu durum Türkiye’deki büyük kulüplerin durumunu ve neyi temsil ettiklerini anlamama yardımcı oldu. Sahaya oyuncak atıldığında oyuncular taraftarları alkışlamak için duraksadı. ‘Vay canına’ anlarından biriydi. Kulübün bir parçası olmaktan gurur duyduk. Sahip olunan aile ortamını gösterdi.”
“Redmond, Türkiye’de bir boğa oldu”
“Redmond, Türkiye’de bir boğa oldu. Şenol Güneş ile beraber ışıltılı bir form yakaladı” ifadeleri kullanılan haberde 29 yaşındaki Redmond, şu değerlendirmede bulundu:
“Misafirperverlik ilk günden itibaren harikaydı ancak Fenerbahçe maçından sonra biraz arttı. Takımdaki birçok oyuncu, Fenerbahçe deplasmanında hiç kazanmamıştı. İstanbul’un kafe ve restoranlarında insanlar kibarca elimi sıkmak için yemeğimizi bitirene kadar bekler ve ‘Kazandığınız için teşekkür ederim’ veya ‘Bizim için oynadığınız için teşekkür ederiz’ derler. Futbolun bu ülkedeki insanlar için ne anlama geldiğini anladım. Binlerce kişi meşalelerle, yaklaşık bir saat boyunca şarkı söylüyor. Bu durum çılgınca.”